- kılınmak
- tavır takınmak (kadın), nazlanmak; yapılmak, kılınmak, işlenmek I, 64, 394, 508; II, 156; III, 20
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
kılınmak — nsz Kılma işi yapılmak Camide namaz kılınır … Çağatay Osmanlı Sözlük
namazı kılınmak — Müslüman birinin cenaze namazı kılınmak Bir akşam uyudu / Uyanmayıverdi / Aldılar götürdüler / Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
eteğinde namaz kılınmak — içi dışı çok temiz kişi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
etek — is., ği 1) Giysinin belden aşağıda kalan bölümü 2) Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik Sevim in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. R. N. Güntekin 3) Giysinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılınma — is. Kılınmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
lağvedilmek — nsz, Ar. laġv + T. edilmek 1) Bir kuruluşun faaliyetine son verilmek 2) Hükümsüz kılınmak, feshedilmek Dernek lağvedildi … Çağatay Osmanlı Sözlük
lağvolmak — nsz, Ar. laġv + T. olmak 1) Bir kuruluşun faaliyeti sona ermek 2) Hükümsüz kılınmak, dağıtılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
musalla taşı — is. Cenaze namazı kılınmak için üstüne tabut konulan masa biçiminde yüksekçe taş Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında. C. S. Tarancı … Çağatay Osmanlı Sözlük
namaz — is., din b., Far. namāz İslamın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî bakımdan belirlenen kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet, salat İki rekât namazı nerede olsa kılarız. P. Safa Birleşik Sözler namaz bezi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefyedilmek — e, esk., Ar. nefy + T. edilmek 1) Sürgüne gönderilmek, sürülmek Anadolu nun her tarafına nefyedilenlerin hatıralarıdır. Y. K. Beyatlı 2) nsz, dbl. Olumsuz kılınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük